Trans ve queer bireyler neden pap-smear testlerini ihmal ediyor?
Rahim kanseri teşhis testi olarak da bilinen ve aslında rahim ağzında (serviks) oluşan anormal hücrelerin tespitine yarayan pap smear testi sayesinde rahim ve rahim ağzı kanseri, 40’lı yıllarda genç kadınların ölüm sebeplerinin başında gelirken günümüzde teşhisi ve önlem alınması daha olası bir kanser türü. Tabi, tamamen tıbbi olarak konuşmak gerekirse.
Mevcut kayıtlar cinsel kimliğe göre tutulmamış olsa da; lezbiyen, biseksüel, queer (kuir) kadınlar ve transseksüel bireylerin, heteroseksüel ve trans olmayan bireylere oranla pap smear testini daha az yaptırıyorlar. Araştırmalara göre heteroseksüel olmayan ve trans bireylerin 43%’ü rutin olarak pap smear testi yaptırıyor. Aynı araştırmada rutin kontrol yaptıran heteroseksüel kadınların oranı ise 73%.
Pap-smear testi vajinanın içersinden uzun bir kulak temizleme çubuğu ile sıvı/hücre örneği alınması şeklinde yapılır. Sadece vajina içindeki anormal hücrelerin var olup olmadığının kontrolü olup, diğer cinsel yolla bulaşabilecek enfeksiyonların taraması değildir.
2012 yılında yayınlanan bir rapora göre transeksüel bireylerin çoğu ise cinsel sağlıkla ilgili ziyaretlerinden ya tamamen vazgeçiyor ya da mümkün olduğunca erteliyor. Dışardan bakana 'sorumsuz' bir davranış gibi gözükse de, iş sorumsuzluk kadar basit ve kişisel değil, sistematik bir sorunun dışa vurumu.
Hepimizin testleri yaptırırken karşılaşabileceği sigorta, ödeme gibi problemlerin yanı sıra LGBTIQA+ (lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel, interseks, queer, aseksüel, vb.) bireyler bir de ayrımcılık, kötü muamele ve fişlenme gibi problemlerle yüzleşiyorlar. Karşılaşılan bir diğer sorun ise sağlık uzmanlarının heteroseksüel olmayan bireylerin özel sağlık durumları konusunda yetersiz ve bilinçsiz kalması, ve her kadının heteroseksüel olduğu varsayımı ile görüşmeye başlaması.
Cancer Nursing'de yayınlanan bir araştırmada LGBTIQA+ bireylerinin testleri neden ihmal ettiklerini belirlemek amacıyla 21-65 yaş aralığında yaklaşık 250 LGBTIQA+ bireyle röportaj yapılmış. Araştırmadaki çoğu kişi rutin kontrollerine giderken ayrımcılığa uğrama ve fişlenme korkusuyla ihmal edilmemesi gerektiğini bildikleri halde kontrolleri görmezden geldiklerini belirtmiş.
Leila, 23 yaşında biseksüel, Boston’da yaşayan bir kadın olarak rutin kontrollere gitmekten, daha önceden yaşamış olduğu travmatik tecrübeler nedeniyle kaçındığını belirtiyor: “Sağlık görevlileri benim yaşadıklarımı ve tecrübelerimi ciddiye almayacaklar diye endişeleniyorum. 23 yaşındayım ve hayatım boyunca sadece bir kere jinekoloğa gittim, bir kere pap smear testi yaptırdım."
Güvensizliği, yaşadığı cinsel istismar sonrası kampüsteki sağlık merkezine başlamış. “İstismar eden kişiyi bir kadının başka bir kadına tecavüz edebileceğine inanmadıkları için hiç sormadan erkek olarak tanımladılar. Kadın bir failin uyguladığı cinsel şiddetin duygusal ve fiziksel, açıdan erkeklerinki kadar tehlikeli olduğunu, hatta bunun mümkün olabileceğini bile reddeden bir sürü sağlık personeli ile tanıştım.” Çok geçmeden Leila kendisini yaşadığı onca travmatik tecrübeye rağmen sağlık personellerine cinsel sağlıkla ilgil tıbbi eğitim verirken bulduğunu açıklıyor.
“Daha önceden reddedilmiş veya kötü davranılmış kişilerin önlerindeki engelleri anlayan, ve isteyerek onlara güvenli bir ortam yaratmaya çalışan klinisyenlere çok ihtiyacımız var.“
- Signey Olson, NP
Başka bir araştırmaya göre transeksüel bireylerin 19%’u sağlık merkezlerinde tedavi görmek isterken reddediliyor, 28%’i ise sağlık merkezlerinde cinsel istismara maruz kaldıklarını rapor ediyor. Hastanın benliğine saygı göstermek, vücuduyla ilgili aldığı kararlar veya yaşadığı tecrübeler nedeniyle fişlememek birçok şeyi değiştiriyor. Rahim kanseri bu kadar önemli bir sorunken LGBTIQA+ bireylerin sağlık problemlerine cevap verebilecek, uygun tedavi yöntemlerini bilen, eğitimli ve anlayışlı sağlık personellerinin olması çok önemli.
Evden jinekoloğa yolculuk keyifli olmayabilir, hepimiz biliyoruz. Randevu almak, gittiğinizde cinsel yaşantınızla ilgili onca soruya cevap vermek, tecrübelerinizin karşı tarafta uyandıracağı tepkiyi sorgulamak cinsel kimliğinizden bağımsız olarak yeterince zordur. Fakat güvenli, saygılı ve pozitif sağlık hizmeti de cinsel kimlikten bağımsız verilmelidir ve evrensel olmalıdır.
Tüm bunlar, İstanbul'da Şişli Belediyesi Eşitlik Birimi tarafından başlatılan sağlık projesinin ne kadar ciddi bir ihtiyaca cevap verdiğinin kanıtı. 24 Mayıs 2016 itibariyle her Salı Kurtuluş Semt Polikliniği’nde 19.00-21.00 arasında LBTİ bireylere ücretsiz jinekoloji hizmeti verilmekte.
Yararlanabileceğiniz kaynaklar: